Tarihimizin karanlık yüzünü; 1915 Ermeni Soykırımı'nı, bu utanç verici yükü sırtımıza bindiren, 1915 olaylarının sorumlularından biri olan, İttihat Ve Terakki mensubu Cemal Paşa'nın torunu Hasan Cemal'den dinliyoruz. Büyük ihtimalle bu kitabı görenlerin aklından geçen Hasan Cemal'in bu olaya sebep olan dedesini aklamaya çalışacağıdır. Ama hayır, Hasan Cemal dedesinin günahını sırtlanmamış.
Hasan Cemal bu kitapta bize 1915'te olanları değil 1915'in kendisi için ne anlam ifade ettiğini anlatıyor. . Zaman içinde fikirlerinin nasıl değiştiğini, Ermeni soykırımı konusunda Türkiye'nin içinde bulunduğu kör durumdan nasıl kendini kurtarmayı başardığını anlatıyor. Yani burada bir özeleştiri okuyoruz Cemal Paşa'nın torunundan.
Zamanla kendinde olan değişimleri anlatırken Türkiye'de meydana gelen siyasi olaylara da, suikastlere de değiniyor. Trakya olaylarından, varlık vergisinden, yurtdışında suikaste kurban giden Türk diplomatlardan, Hrant Dink'ten, Susurluk'tan ve daha birçok olaydan kısa kısa bahsediyor bize.
İttihat ve Terakki'yi seven, sevmeyen, sağcısı, solcusu söz konusu milliyetçilik olunca tek bir ağız olmuşçasına bağırıyor. "Sözde Ermeni katliamı yalandır." Başına sözde kelimesini ekleyince, veya bir grup tarafından inkar edilince gerçekler değişir mi hiç? Ermenileri biz öldürmedik de neden başkalarının günahını yükleniyoruz? Evet zamanında bizden birileri sizin ailelerinize bunu yaptı ama biz onlardan değiliz. Bu cinayet karşısında sizin yanınızdayız demek neden bu kadar zor anlamış değilim.
1992'de Hocalı'da yaşananlar ne kadar katliam ise 1915'te Anadolu'da yaşananlar da o kadar katliamdır. Ölümün ırkı olmaz. Onlar da ölülerinin arkadasından yas tutar. Acısını yüreğinde taşır. Bu duygular sadece bize özgü değil. Barış için yapamız gereken tek şey empati. Bu hem o taraf için geçerli hem de bizler için.
Ben kendi adıma Ermeni soykırımı yoktur diyerek ben doğmadan işlenmiş bir cinayetin katili olamam, kimsenin günahını yüklenemem.
Arka Kapak
Hasan Cemal gazetecidir, tarihçi değil.
Bu kitap da tarihi bir araştırmanın ürünü olarak yazılmadı.
Hasan Cemalin 1915 ve Ermeni sorununa ilişkin kişisel serüveni sayılabilir elinizdeki bu kitap.
Hasan Cemal, ilk kez, 1999da yayımlanan "Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım" isimli kitabında, siyasal görüşlerinin zaman içinde nasıl değiştiğini, hangi kaynaklardan beslendiğini, yani siyasal özyaşamöyküsünü anlatmıştı, kendi kendisini de sahici bir eleştiri süzgecinden geçirerek...
Hasan Cemal bu kitabında 1915le ilgili olarak nereden nereye geldiğini yine özeleştirel bir dille anlatırken, Türkiyenin "kayıp tarihiyle icat edilmiş" tarihine de ışık tutmaya çalışıyor her zamanki içtenliğiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder