10 Nisan 2013 Çarşamba

Sessiz Ev - Orhan Pamuk


Yeni hayat isimli kitabını okuduktan sonra yazarın başka bir kitabını okumak için pek hevesim kalmamıştı. Orhan Pamuk'u çok seven ve sürekli Sessiz Ev'i okumamı söyleyen "Kitaplar ve Notlar" isimli blogun sahibesi olan arkadaşım bana doğum günümde güzel bir sürpriz yaparak bu kitabı aldı. Hiç beklemediğim bir hediyeydi. Kuryeyi görünce başta idrak edemedim  ama Orhan Pamuk'u görünce hemen kimden geldiğini anladım ve büyük bir sevinçle okumaya başladım.

Kitapta hakim olan iki konu görüyoruz. Doğu - batı çatışması ve 80 darbesi öncesinde siyasi durum. Doğu - batı çatışmasının karakterleri Selahattin Bey ile Fatma Hanım'dır. Fatma Hanım sorgulamadan, kendine öğretildiği gibi yaşamasıyla, körü körüne bağlı olduğu inancıyla doğuyu temsil eder. Kocası olan ve ölmüş olduğu için Fatma Hanım'ın zihninde tanıdığımız Selahattin Darvınoğlu ise batının temsilcisidir. Soyadından da anlaşılabileceği üzere Selahattin Bey ateisttir. Osmanlı'nın son dönemlerinde yaşamıştır ve yaşadığı toplumun cehaletinden usanmış ve hayatını toplumu aydınlatmak için bir ansiklopedi yazmaya adamıştır. Fatma Hanım'ın zihninde sürekli geçmişte Selahattin Bey ile olan çatışmalarına tanık oluyoruz. Selahattin Bey karısını kendi yoluna çekmek, onu aydınlatmak için uğraşırken Fatma Hanım sürekli susar ve bu susuşuyla aslında doğunun zayıflığını, sessizce boyun eğişini anlatır.

Bir de bu çiftin torunları üzerinden dönemin siyasi olaylarına tanık oluyoruz. Faruk, Nilgün ve Metin üç kardeştirler. Faruk her şeye olan inancını kaybetmiş, bunalımın içine düşmüş bir tarihçidir. Metin ise ailesinin içinde bulunluğu fakirlikten yılmış, zengin olma ve Amerika'ya gitme hayalleri kuran bir gençtir. Öyle ki tek sorununun para olduğunu düşünür yoksa kendisi çevresindeki bütün o şımarık zengin gençlerden çok daha zekidir. Ve Nilgün ise dönemin siyasetinin sol kısmını temsil eder.  E tabi ki solun olduğu yerde sağ olmadan hiç olur mu? Sağın temsilcisi de Fatma Hanım'ın evinde çalışan Recep'in yiğeni Hasan'dır. Hasan henüz lisede 17 yaşında bir gençtir. Hasan'ın öyle çok keskin bir görüşü yoktur çevresindeki insanların etkisinde kalmıştır. Hatta onlardan kurtulmayı da ister ama bunu yapamaz. Çünkü o dönemlerde bir taraf tutmak zorunda hisseder kendini insan. Hasan da bu arada kalmışlığı gösterir. Hasan ve arkadaşları üzerinden o dönemde kendini ülkücü diye nitelendiren insanların yaptıklarını görüyoruz. Hasan Nilgün'e aşıktır ve yazar bu iki karakter arasındaki çatışmayı sunarken Hasan'ın zihnini bize okutup onun hakkında iyice fikir sahibi olmamızı sağlar ama Nilgün karakterini esgeçer. Yani Nilgün'ün sadece solcu olduğunu biliyoruz. Toplumun sağ ve sol diye ayrıldığı bir dönemde bir tarafı es geçmek pek olmamış bana göre. Konuyu biraz zayıf bırakmış.

Karakterler hakkında bu kadar bilgi verdikten sonra biraz da kitaptaki olay örgüsünden bahsedeyim. Kitap öyle dolu dolu olaylarla ilerlemiyor. Gayet durağan bir şekilde 3 kardeş klasik ziyaretlerini yapmak için babannelerinin yanına gelmiştir. Ve bu karakterler aracılığıyla hem yaşanılan ana hem de Fatma Hanım ve Recep sayesinde geçmişe yolculuk ederiz. Kitabın devamı olsa çok daha iyi olurdu diye düşünüyorum biraz yarıda kesilmiş gibi. Kitabın sonu hakkında şöyle bir yorumda bulunabilirim ki ülkemizde sol neredeyse bastırılmış durumda. Sağın hakim olduğu bir düzendeyiz. Yazar böyle bir sonla bu duruma atıfta bulunmuş olabilir. Neticede keyifli bir kitaptı. Ama hayır, ben hala bir Orhan Pamuk hayranı değilim.

Arka Kapak
Biri tarihçi, biri devrimci, biri de zengin olmayı aklına koymuş üç torun babaannelerini ziyaret eder, dedelerinin yetmiş yıl önce sürgün edildiğinde yaptırdığı evde bir hafta kalırlar. Babaannenin anıları yavaş yavaş aralanırken dedenin Doğuyla Batı arasındaki uçurumu kapatacağını sandığı ansiklopediyi yazışı hatırlanır. Kuşaklar arasında köprüler kurarken, duvarların ötesinde de başkaları vardır. Orhan Pamuk'un ikinci romanı önemli sorular soran bir kitap...


9 yorum:

  1. Bir dahaki sefere Ayşe Kulin alacağım ^_^

    YanıtlaSil
  2. Orhan Pamuk alman çok anlamlıydı benim için. Sen aldın diye kitabı eksiklerine rağmen beğendim. :)

    YanıtlaSil
  3. Orhan Pamuk'un tum kitaplarinin hayrani degilim ben de ama Sessiz Ev benim icin bambaskadir!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her ne kadar kitap bana biraz eksik gibi gelmiş olsa da diğer kitabına nazaran ben de beğendim.

      Sil
    2. Nilgün karakteri es geçilmemiş aslında.Orhan Pamuk'un bu karakteri konuşturmama nedeni en çok susturulan insanların dönemin devrimci,sol görüşlü insanlar olduğunu vurgulamak isteyişi bence.Yazar kendi görüşünü bir karakter üzerinden okuyucuya vermeye çalışıyor.Orhan Pamuk kitaptaki karakterlerin hepsinin kendisi olduğunu söylüyor ve bizlere sunduğu karakterlerle bir kimlik arayışında olduğu yansıtıyor bizlere.

      Sil
    3. Evet ben de böyle düşündüm. Yazdığı sonla da bu duruma atıfta bulundu zannediyorum. Ama ben hala Orhan Pamuk'ta bir şeyler eksik diyorum. Tabi bunda çok abartılarak bana sunulmasının da etkisi var. Haliyle beklentim arttı. Ve de ben psikolojik çözümlemeleri, geniş betimlemeleri severim. Pamuk'ta bunlar olmayınca güzel bir romanın taslağı gibi geldi. Konu sağlam ama detay az.

      Sil
    4. Okudunuz mu bilmiyorum ama geniş betimlemeleri Orhan Pamuk'un Masumiyet Müzesi adlı eserinde bulabilirsiniz. O kadar çok detay var ki kişilere ve mekanlara ait, beni bazen bunaltsa da, ilginç bir aşk hikayesi içerisinde donemin Türkiye profilini çiziyor. Belki bu kitaptan sonra bir nebze sevebilirsiniz Orhan Pamuk'u :)

      Sil
    5. Sadece Sessiz Ev ile Yeni Hayat'ı okudum. Elbette çok başarısız bulmuyorum yazarı sonuçta bir değeri var ki nobele layık görmüşler. Tarzı bana uymadı dersem doğru bir tanımlama olabilir galiba. Ama Masumiyet Müzesi'ni de okuyacağım. Bu yazarı hep tavsiye üzerine okudum zaten iki kitabını da ben seçmedim. Teşekkürler. :)

      Sil
    6. Rica ederim, umarım beğenirsiniz :)

      Sil