27 Ekim 2013 Pazar

Körlük - Jose Saramago

Uzun zamandır kütüphanemde okunmayı bekliyordu ancak  diyalogları ayırmadan yazılmış bir kitap olduğu için ve hiç boşluk olmadığı için okurken zorlanırım diye düşündüğümden okumayı sürekli erteliyordum. Yazar Ayları etkinliğini görünce fırsat bu fırsat okuyayım dedim. Düşündüğüm gibi de olmadı dört günde bitiriverdim. Hem de hiç zorlanmadan ve büyük keyif alarak.

Kitap bir adamın arabasıyla kırmızı ışıkta beklerken kör olmasıyla başlar ve sırayla bu körlüğün çevresindeki insanlara bulaşmasıyla devam eder. Körlüğün bulaştığı insanlar devlet tarafından bir akıl hastanesinde karantinaya alınır ve burada kaderlerine terk edilirler. Onlara her gün yiyecek ve temizlik maddeleri verilmektedir ama tüm yardım bundan ibarettir. Devlet körleri diğer insanlardan ayırarak sorunu çözebileceğini düşünmektedir.  Bu akıl hastanesine tıkılmış körlerin içinde gören sadece bir kişi vardır ama bu kişi de gördüğünü saklamaktadır çünkü bu diğer körler içinde bilinirse onların kölesi durumuna düşebilir. Herkesin kör olduğu bu yer zamanla, açlık, ölümler, sonradan ortaya çıkan bir çetenin zulmü ve tecavüzler ile katlanılamaz bir yere dönüşür.  Bu durumda doktorun karısı her şeyi görmesine rağmen susmaktadır çünkü başına geleceklerden korkar. Bu kabusu görmektense kör olmayı diler.

Yazar kitapta körlük metaforuyla aslında bize içinde bulunduğumuz dünyayı sunuyor. Körler aslında çevrelerinde yaşanılan zulmü görüp sessiz kalan, gözlerini yuman insanlardır. Doktorun karısı ise bu zulmü görüp elinden bir şey gelmeyen azınlıktaki kısmı oluşturmaktadır. Susar çünkü konuştuğunda başına geleceklerden korkar ama olanlara da vicdanı dayanamaz. Peki bu durumda nereye kadar susabilir?

Ve kitap şu cümlelerle son bulur. "Sonradan kör olmadığımızı düşünüyorum, biz zaten kördük, Gören körler mi, Gördüğü halde görmeyen körler."

Arka Kapak
Körlük, 1998 yılı 'Nobel Edebiyat Ödülü' sahibi Portekizli yazar Jose Saramago'nun son yıllarda yazdığı en etkileyici kitap. Araba kullanmakta olan bir adam, yeşil ışığın yanmasını beklerken ansızın körleşir. Körlüğü, başvurduğu doktora da bulaşır. Bu körlük, bir salgın hastalık gibi bütün kente yayılır; öldürücü olmasa da tüm ahlaki değerleri yok etmeyi başarır. Toplum, görmeyen gözlerle cinayetlere, tecavüzlere tanık olur. Ayakta kalabilenler ancak güçlü olanlardır. Koca kentte körlükten kurtulan tek kişi, göz doktorunun karısıdır. Portekiz'in yaşayan en önemli yazarı olan Jose Saramago, bu çarpıcı romanında körlük olgusunu bir metafor olarak kullanmış, basit imgelere, sıradan sözcük oyunlarına başvurmadan, yoğun bir anlatımla, anlatıcının ve kahramanların konuşmalarını ortaklaşa bir monologa dönüştürerek, kurgunun evrenselleşebilmesi açısından kişilere ad vermeksizin liberal demokrasinin insanları sürüklediği sağlıksız ortamı olağanüstü bir ustalıkla yaratmıştır. Çağdaş dünya edebiyatının bu ünlü adının öteki yapıtlarını da yakında Can Yayınları arasında bulacaksınız.S





4 yorum:

  1. Körlük hakkında çok yorum okudum ama beni sizin ki kadar etkileyen bir yorum olmamıştı. Körlerin arasında bir görenin olması ve kör olmayı dilemesi... Saramago çok değişik bir yazar.
    Kendime not: Kesinlikle okumalıyım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Okuduğunuza pişman olmayacaksınız. Okuduğum kitapları arasında en çok etkilendiğim Körlük oldu.

      Sil
  2. cok merak ettigim bir kitap . iyiki yorumunuzu okudum beni daha da etkiledi kitap :) Mutlaka alip okuyacagim
    Sevgilerimle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şimdiden keyifli okumalar dileyeyim o zaman. :)

      Sil