Orhan Kemal kitaplarındaki karakteri iyi veya kötü olarak kategorize etmeyen bir yazar. Murtaza'da da aynı tutumunu devam ettirmiş lakin bu sefer ben kitabı okurken Murtaza'nın bir düşmanıydım.
Günümüzde bolca bulunan kraldan çok kralcıların en güzel örneğidir Murtaza. Zenginlere hiçbir sözü yoktur. Onlar çalışıp kazanmış, Allah'ın sevgili kullarıdırlar. İstediklerini yapmakta özgürdürler. Arka sokakta oturan tembel, fakir vatandaşlarla asla bir tutulamazlar.
Murtaza'nın tek bir hayali vardır. Dayısı Kolağası Hasan Bey gibi biri olmak. Kanını vatan toprakları için akıtmak. Dayısı gibi Kolağası olamasa da o bir bekçidir. Bu da vatana hizmetin bir şeklidir ve görevini layığıyla yerine getirmelidir. Tüm kitap boyunca Murtaza'nın dayısına olan övgülerini okuyoruz.
Murtaza hiçbir durumda doğru bildiğinden şaşmaz. Bu uğurda ne anasına, ne karısına, ne de çocuklarına acır.
Göç ile Balkanlardan gelen Murtaza önce bekçilik yapar ve kendisinin de içlerinden biri olduğu fakir halkı canından bezdirir. Daha sonra bir fabrikada bekçilik yapmaya başlar ve burada da zalimin uşağı olmaktan geri durmaz.
Yaşadığı onca olaydan bir ders almaz ve tüm dik kafalılığıyla birilerinin uşağı olmaya devam eder.
Kitapta gözden kaçırılamayacak çok güzel bir detay var ki konunun özetidir diyebilirim. Murtaza'nın sıkı disiplini ile canlarından bezdirdiği fabrika işçileri Murtaza'ya kin besleyip bir şey yapamazken, güç bela birleşip şikayete gittikleri seferlerde de en küçük bozgunda dağılırken söz konusu bir partiden olmak ya da olmamak olunca anında tek vücut olurlar. Yani fukaranın yumruğu yine başkalarının çıkarı uğruna fukaranın sırtına iner. Yumruğu yiyen Murtaza bile olsa.
Arka Kapak
İnsanı en derininden kavrayarak anlatan kalemlerin başında gelen Orhan Kemal, ölümsüz karakteri Murtaza ile Türk edebiyatına asla silinemeyecek biçimde damgasını vurmuştur. Yazıldığı günden beri defalarca filmlere, oyunlara konu olan bu karakter, insanın en çapraşık durumlarından birini kara mizahla yüklü bir dille anlatır. Otorite ile doğru kavramı arasında sıkışıp kalan, doğruculuğundan ödün vermemek için çabaladıkça daha çözümsüz durumlara düşen, bu arada gittikçe insanı anlamaktan uzaklaşıp salt ilkelerini savunan bireyin başına gelenlerin acıklı bir güldürüsüdür Murtaza'nın öyküsü. Türk edebiyatının en önemli klasiklerinden biri olan Murtaza, her okurun mutlaka okuması gereken bir kitap.
Günümüzde bolca bulunan kraldan çok kralcıların en güzel örneğidir Murtaza. Zenginlere hiçbir sözü yoktur. Onlar çalışıp kazanmış, Allah'ın sevgili kullarıdırlar. İstediklerini yapmakta özgürdürler. Arka sokakta oturan tembel, fakir vatandaşlarla asla bir tutulamazlar.
Murtaza'nın tek bir hayali vardır. Dayısı Kolağası Hasan Bey gibi biri olmak. Kanını vatan toprakları için akıtmak. Dayısı gibi Kolağası olamasa da o bir bekçidir. Bu da vatana hizmetin bir şeklidir ve görevini layığıyla yerine getirmelidir. Tüm kitap boyunca Murtaza'nın dayısına olan övgülerini okuyoruz.
Murtaza hiçbir durumda doğru bildiğinden şaşmaz. Bu uğurda ne anasına, ne karısına, ne de çocuklarına acır.
Göç ile Balkanlardan gelen Murtaza önce bekçilik yapar ve kendisinin de içlerinden biri olduğu fakir halkı canından bezdirir. Daha sonra bir fabrikada bekçilik yapmaya başlar ve burada da zalimin uşağı olmaktan geri durmaz.
Yaşadığı onca olaydan bir ders almaz ve tüm dik kafalılığıyla birilerinin uşağı olmaya devam eder.
Kitapta gözden kaçırılamayacak çok güzel bir detay var ki konunun özetidir diyebilirim. Murtaza'nın sıkı disiplini ile canlarından bezdirdiği fabrika işçileri Murtaza'ya kin besleyip bir şey yapamazken, güç bela birleşip şikayete gittikleri seferlerde de en küçük bozgunda dağılırken söz konusu bir partiden olmak ya da olmamak olunca anında tek vücut olurlar. Yani fukaranın yumruğu yine başkalarının çıkarı uğruna fukaranın sırtına iner. Yumruğu yiyen Murtaza bile olsa.
Arka Kapak
İnsanı en derininden kavrayarak anlatan kalemlerin başında gelen Orhan Kemal, ölümsüz karakteri Murtaza ile Türk edebiyatına asla silinemeyecek biçimde damgasını vurmuştur. Yazıldığı günden beri defalarca filmlere, oyunlara konu olan bu karakter, insanın en çapraşık durumlarından birini kara mizahla yüklü bir dille anlatır. Otorite ile doğru kavramı arasında sıkışıp kalan, doğruculuğundan ödün vermemek için çabaladıkça daha çözümsüz durumlara düşen, bu arada gittikçe insanı anlamaktan uzaklaşıp salt ilkelerini savunan bireyin başına gelenlerin acıklı bir güldürüsüdür Murtaza'nın öyküsü. Türk edebiyatının en önemli klasiklerinden biri olan Murtaza, her okurun mutlaka okuması gereken bir kitap.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder