Otobiyagrafik bir nitelik taşıyan ve yazarın tek kitabı olan, isimleri değiştirerek aslında kendi yaşamını yazdığı romanda okul yıllarında içine düştüğü bunalımı
anlatmakta. Kitap boyunca çevresiyle iletişimi kopuk olan, yaşadığı ortamdan
namemnun, kendini sırça bir fanusun içine hapsolmuş hisseden Esther Greenwood’un
yani gerçekte Sylvia Plath’ın ruh haline tanık oluyoruz.
Ben psikolojik sorunlarda doktorların insanı iyileştiremeyeceğine inanırım. Bir insan ölüm düşüncesini bir kez olsun aklına koymuşsa
aklını kaybettirmediğiniz sürece bu düşünceyi onun beyninden söküp atamazsınız.
İntihara meyilli olan ve bu yüzden tedavi gören yazarımızın bu kitabı yazdıktan
kısa bir süre sonra yaşamına son vermiş olması da bu düşüncemi destekler nitelikte.
Bunun dışında kitap bir günde okunabilecek kadar kolay ve sade bir
dille yazılmış. Okurken kelimeler adeta kayıp gidiyor. Çok çok iyi olmasada Sylvia Plath severler için yazarın iç dünyasına biraz olsun tanık
olmak açısından okunabilecek bir eser.
Arka Kapak
Sırça Fanus, 20. yüzyıl edebiyatının efsane yazarlarından Sylvia Plath’ in tek romanı.
İlk kez 1963’te yayımlanan kitap, Plath’in kendi gençlik
bunalımlarından yola çıkan, büyük ölçüde özyaşamöyküsel bir yapıt.
Amerikalı aydınlar üzerinde acımasız bir baskı kuran
McCarthy döneminde, üniversite öğrencisi genç bir kızın zihinsel
rahatsızlığını, intihar girişimini ve yeniden yaşama dönme uğraşını
anlatır Sırça Fanus. Ne var ki, Plath’in şaşırtıcı akıcılıktaki üslubu,
ayrıntılara inen keskin gözlemciliği ve kurgulama ustalığı, Sırça
Fanus’u iç karartıcı bir bunalım romanı olmaktan çıkarır, insan ruhunun derinliklerinde cesaretle gezinen eleştirel bir yapıta dönüştürür. Şiirleri ve öykülerinde de yabancılaşma, ölüm ve kendini yok etme temalarını işlemiş olan Plath, bu romanın yayımlanmasından bir ay sonra, otuz bir yaşında, yaşamına kendi eliyle son vermiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder